Yalın Üretim Nedir

Yalın Üretim Nedir

Yalın Üretim Nedir?

Yalın üretim, birçok kurumsal firma veya şirket tarafından uygulanan bir sistemdir. Ürünü yaratma yolunda tüm israflardan arınıp sadeleşerek mevcut ürünün değerine değer katma yoludur. Bu yolda firma karlılığı artarken mevcut ürün mükemmelleşir. Bu sistem dahilinde gerçekleşen veya atılan her adım yalın üretimin teknikleri arasına girer.

Müşteri açısından bir değer oluşturmayan gereksiz üretimi kaldırmak amacıyla yalın üretim esas alınır. Gereksiz üretimin ortadan kalkması dahilinde de maliyette düşüklük beraberinde gelir. Amaç; marka değerini koruyarak maliyeti azaltmaya yönelik çıkarılan ürünlerdir. Bu noktada gereksiz israflardan kaçınılır. Bu israflar: aşırı üretim, stok, bekleme, gereksiz taşıma, hareketler ve tabii ki de hatalardır. Tüm bu saydıklarımız yalın üretimin yok etmek istediği işlevlerdir.

Saydığımız tüm gereksiz işlevler yok olur, müşteri memnuniyeti de en üst seviyeye çıkar. Tabii ki müşteri memnuniyetinin yanında mevcut şirketin kar imajı da arttırılır. Sıcak para akışı ve piyasadaki şirket varlığı daima en üst seviyede kalır.

Özetle yalın üretimi şirketler; kalite, fonksiyonu ve maliyeti dengede tutmak için uygular. Müşterinin istediği zaman dahilinde ürün çıkar, memnuniyet sağlanır. Tüm bunları yaparken de gereksiz kaynak harcaması yok olur. Müşterinin istemiş olduğu ürüne odaklamak ve bu konuda gerekli adımları atmak yalın üretim esasları içindedir.

Yalın Üretim Nasıl Yapılır?

Yalın üretimin ne demek olduğuna dair kafamızda bir fikir oluştu. Sıra bu üretimin nasıl işlediğine geldi. Üretimin başlangıç noktası ve devamındaki adımları bilmek, bir ön protokol için son derece önemlidir. Şirketinizin üretime başlarken esas aldığı kavram ve bu doğrultuda atılan her adım yalın üretim nasıl yapılır? sorusuna bir cevap niteliğindedir.

İlk Adım

Bilinen veya bilinmeyen tüm şirketler bu felsefe ile hareket etmelidir. Peki bu felsefe üretimde nasıl uygulanır? Her şeyden önce ilk adım atılmalıdır. Bu noktada bir başlangıç noktasına gidilmelidir. Yalın üretimin devamında bu başlangıç noktası her zaman hatırlanmalı ve daimi olarak dönüşler sağlanmalıdır. Yalın üretimde bu başlangıç noktası ‘’değer’’ olmaktadır.

Değer tanımını yalın üretimde uygulamak, üretici ve müşteri istişaresinde kabul bulur. Değeri tanımlamak müşterinin görevidir. Bu tanımlama işlemi, üretici veya mevcut şirket dahilinde gerçekleşirse ürün amacından çıkabilir. En doğal ve işlevsel değer tanımı müşterinin ağzından çıkandır. Tanımın anlamlı olması için müşteri; ihtiyaçlarını, zamanını ve mevcut bütçesini beyan etmelidir. Aksi taktirde yalın üretim bir işe yaramaz. Saydığımız cevapları almadan bir üretim yapmak zaman kaybı veya israftır.

İkinci Adım

Bu felsefenin devamı, tanımlanmış değerin akışıdır. Daha sade bir dille ifade edebilmek ve gözümüzde bir betimleme oluşturması için örnek ile gitmemiz gerekmektedir. Bir kurşun kalem şirketinin sahibisiniz. Müşteri sizden kırmızı kurşun kalem talep etti. Size zamanını, maliyetini ve ürünün nasıl olacağı hakkında bilgileri verdi. Yani sizin elinizde bir ürün ‘’değeri’’ oluştu.

İşte bu değerin işlenmesi ikinci adımı oluşturur. Yalın üretim içinde bir hammaddenin istenilen ürüne dönüşme süreci ve bu sürecin son aşaması ikinci adımdır. Soyut bir düşünce yalın felsefe ikinci aşamada somut bir örneğe dönüşür. Bir fikir veya beyan, elle tutulabilir ürün haline gelir. Yalın üretimin uygulandığı en önemli adımdır kendisi.

Bu adımda gereksiz zaman kaybı veya gereksiz ürün kaynağı israfı bolca barınır. Yalın üretim, bu israfları korumak amacıyla birkaç aktivite geliştirir. Bu aktiviteler, ürünün kalitesini korurken israfın yok olmasına meydan verir. Tabii ki bu aktivitelere bütünüyle bakabilmek de şirket veya üretici için önemlidir. Aktiviteler ise şu şekilde karşımıza çıkar:

Dönüşüm Sağlayan Aktivite

Değeri arttıran aktivite de diyebiliriz. Müşterinin isteği doğrultusunda ham maddeye şekil veya biçim verme adımıdır. Bu adım şirketin kar imajının en çok değer kazandığı alandır. Örnek vermek gerekirse bu adımda kaplama, kesme, biçme, montaj veya dokuma gibi işlemler yer alır. İsraftan kaçınmak bu aşamada önemlidir fakat bu aşamadan en önemli şey müşteri memnuniyetini üste çıkaracak eylemleri gerçekleştirmektir.

Zorunlu Fakat Değer Katmayan Aktivite

Yalın üretim kapsamında israftan kaçınmak zaruridir. Bu aşama, üretimde bir desteğe sahip olmayan aşama olarak da nitelenir. Tabii ürünün müşteri eline ulaşabilmesi için zorunlu bir aşamadır. Bu aktivitenin en iyi örneği, nakliye veya paketlemedir. Aktivitede gereksiz aletlerin kullanılması veya yanlış nakliye araçlarının tercih edilmesi yok olur. Bu aşama doğru planlanırsa şirket içindeki gider düzeyi önemli bir ölçüde aşağı iner.

İsrafın En Çok Yaşandığı Aktivite

Bekleme, sayma, tamir işlemi, sıralama, düzenleme vs. gibi işlevler, yalın üretimin yok ettiği işlevlerdir. İsraf, en çok bu aşamada karşımıza çıkar. Sadece maddi israf değil zaman israfı da mütemadiyen yaşanır. Bu anlamda gerekli adımları önceden atmak ve ona göre radikal bir iyileştirme yapmak yalın üretim için çok önemlidir. Yalın üretimin neticesinde bu aşama şirketin değer ilkesini veya tasarruf potansiyelini en seviyeye çeker.

Üçüncü Adım

İlk adım değerden oluşuyordu. İkinci adım ise akıştan. Şimdi sırada üçüncü adım var. Üçüncü adım, akışın sürekliliğidir. Akış ilkesinde bahsettiğimiz üzere müşteri tarafından belirtilen ham maddenin işleyiş biçimi ve en sonunda tedariki yer alıyordu. Üçüncü adım bu sürecin devamlı olarak tekrarlanması anlamına gelir.

Yalın üretim, bu sürekli akışı desteklemek için belli başlı departmanlar oluşturur. Her işlem, ayrı bir departmanda veya ayrı bir uzman tarafından kontrol edilir. Ürün ilk departmandan son departmana kadar dolaşır. Departmanların her biri, ayrı ayrı olacak şekilde ürüne testler uygular. Bu şekilde de gecikme, geriye dönüş veya gözden kaçan problem gibi olumsuz durumlar ortaya çıkmaz. Kısaca bu departmanlar, israftan kaçınmak için uygulanır.

Departmanlara ayrılmayan işletmeler, özellikle günümüz koşullarında, başarısızlığa mahkumdur. Çünkü bu tür işletmeler, müşterinin istemiş olduğu ürünü çıkarma noktasında yetersiz kalırlar. Ürün bir elden bir ele gittiğinde eski kusurları ortaya çıkar. O kusuru örtmek için bazen en başa dönmek gerekir. Bu da bolca zaman veya çaba israfı demektir.

Müşterinin istemiş olduğu ürüne odaklamak ve o ürün için belli bir planlama yapmak. Yalın üretimin üçüncü adımının görevidir. Departmanlara ayrılan düzen içinde satış geçtikten sonra karışıklığı önlemek son derece basit olacaktır. Bin bir çeşit yazılım veya ürünü elden çıkarmak için gereken kampanyalar sadece lafta kalacak ve onlara gerek kalmayacaktır. Yalın üretim sayesinde ürün, son aşamaya gelene kadar kontrol edilir son aşamaya geldiğinde ise müşterinin talep ettiği şekilde verilir.

Yalın Üretim Firmaya Ne Katar?

Yukarıda bahsettiğimiz aşamalar tamamlandığında firma sahibi yalın üretimin olmadığı zaman ile şimdi arasındaki farkı çok net kavrayacaktır. Yalın yaklaşım uygulandığında işgücündeki verimlilik artacaktır. Elemanlar, daha az yorularak daha çok potansiyellerini gösterecek ve bu da ürünün üretim aşamasına yansıyacaktır.

Ürün siparişi verildiğinden itibaren yalın üretim sayesinde mevcut iş, kısa süre içinde tamamlanacaktır. Hatta tamamlanma zamanından daha erken bir vakit iş sonuca erecektir. Bu durumda müşteri güveni veya memnuniyeti sağlanır. İlerdeki işler için açık bir kapı bırakılır. Erken teslim sayesinde firmanın cirosu da artar.

Stokların azalması gibi bir durum firmada söz konusu olmayacaktır. Stoklarda daimi ürün akışı sağlanacak ve ürün bittiği anda tedariki yapılacaktır. Stoktaki gereksiz zaman kayıpları da en asgari düzeye indirilecektir. Bunun beraberinde yalın üretim artıları son bulmayacak, stoklardaki gereksiz eylemler artık olmayacaktır.

Hatalı ürünlerin sayısı azalacak, daha mükemmel ürünler ortaya çıkacaktır. Daha önce de bahsettiğimiz departman sistemi sayesinde ürün belli aşamalardan geçecek ve her aşamada belli testler uygulanacaktır. Uygulanan testler sayesinde geriye dönük iş gücü ortadan kalkacaktır. Bu sayede ürün kusursuz bir şekilde bir sonraki aşamaya oradan da teslim aşamasına geçecektir.

Yalın Üretim Uygulayan Şirketlerin Oranları

Yalın üretim felsefesinde önemli bir nokta oran ve orantıdır. Şirketin eskiye nazaran kaydettiği aşamalar ve cirolar her zaman hesaplanır. Eğer bir şirket eskiye dönük kar imajlarını veya zararlarını göz ardı ediyorsa bu şirket hiçbir zaman yükselemez. Bu noktada oran her zaman kontrollüdür. Oranın öneminden bahsettiğimize göre yalın üretimi uygulayan şirketlerin oranına bir göz atabiliriz:

  • Üretim süresinde %90 azalma
  • Hatalı veya yanlış ürün üretiminde %50 azalma
  • Üretkenlikte %100 artış
  • Stoklarda %80 azalma
  • Ürün tedariki süresinde %100 azalma

Yukarıda bahsettiğimiz her bir oran, yalın üretimin şirketlere olan etkisinin birkaçıdır. Eğer yalın üretim, uzun yıllar boyunca sağlanırsa bu bahsettiğimiz oranlar iki hatta 3 katına çıkacaktır. Çünkü her geçen yıl, yalın üretime olana talep artmakta ve bu talep karşısında firmalar yeni yöntemler aramakta. Fakat hiçbir yöntem, yalın felsefenin yerini tutmamaktadır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yalın üretimden bahsederken dikkat edilmesi gereken hususları da atlamamız olmaz. Buna ilk olarak yalın üretim felsefesine bağlı olarak çalışan elemanlardan başlayalım. Çalışma tarzı ürün odaklı olan ekiplerin her biri, akıştan yükümlüdür. Bu yükümlülükler ise hatalı parça anlama, belirlenen sürede üretme, makinaların doğru çalışmasına olanak sağlama ve anormallikleri fark etmedir. Bu yükümlüklerin en az birini yerine getiremeyen bir çalışan, size faydadan çok zarara uğratacaktır. Bu sebeple çalışanların bir tecrübeye sahip olması ve profesyonel çalışma anlayışına vakıf olması gerekmektedir.

Yalın üretim sisteminde mutlaka bir öneri departmanı bulunmalıdır. Bu sistem dahilinde tüm çalışanlar, mevcut ürün iyileştirmeleri ile alakalı önerilerini her saniye sunmaktadır. Çalışan her kesim, önerilerini veya düşüncelerini sunarken üstün bir beyin fırtınası sağlanır. Bu yüzden yalın felsefeye sahip şirketlerin öneri sistemleri daima canlıdır. Ortam, koşul, zaman ve iş süreci ne olursa olsun herkes aklındakini söyleyebilmeli ve daha etkin fikirler üretebilmeyi amaçlamalıdır. Bu ortam sağlanamadığı taktirde yalın üretim devamlılığı söz konusu olmayacaktır.

Yalın üretimde karşılıklı güven ilişkisi çok önemlidir. Bu güven ilişkisi; iş emniyeti, eğitim, gelişim olanakları, takım çalışması, adil ücret paylaşımı, sorumluluk, disiplin ve tabii ki çalışanların her birinin birbirine değer verme anlayışı sayesinde sağlanmaktadır. Bu güven ilişkisi, uzun yıllar süren ekip ilişkisi yaratmanızda ve tabii ki bu ekibin verimli bir şekilde çalışmasında büyük rol oynamaktadır.

Son olarak bahsedeceğimiz husus hedefin belirlenmiş olmasıdır. Yalın üretim uygulayan şirketlerin hepsi bir amaç uğruna bu felsefeyi benimsemiştir. Marka değerini arttırma, yıllık ciroyu arttırma, ülkesini daha iyi temsil etme gibi hedefler, şirketleri kamçılayan etmenlerden bir tanesidir. Hedefi olmayan hiçbir işletme, hangi felsefeyi uygularsa uygulasın başarıdan uzak bir yaşam sürer.